METABOLE - Kategori kitapları
Yeni bir dizi: Metabole
Varlık ile hiçlik, doğum ile ölüm, yer ile gök, hayvan ile tanrı, görülür ile görülmez, İç ile Dış, canlı ile cansız, Aynı ile Başka, Hususi ile Yabancı, mevcut ile namevcut arasında Ara-lar-da olarak insan, daima sınır eşiklerinde hareket eden felsefe[si]yle, diliyle, vücudu ve resmiyle geçişlere, pasajlara, değişimlere, dönüşümlere, devrimlere, yeniden-doğuşlara açık bir zaman ve mekanı yaşar dünyada, ki anlama mahkumdur. Düşünce tarihinin Yunan başlangıçlarından günümüze doğa ve kültür bilimlerinde saklı, derin etki-tarihiyle Metabole, geçiş, değişim ve dönüşüm "meta-for"larına atıfta bulunur: Ana hatlarını geçişler tarzında tecrübe edip yaşadığımız geçmiş, sosyal-siyasal ilişkilerin tarihini teşkil eder ve her zaman olduğu gibi küresel çağımızda da geçişler, krizlerden ibarettir. Kararlara zorlar krizler, tedirgin ederler, zıvanadan çıkar[ır]lar, yaşatırlar. Kendi içlerinde zorunlu olarak değişim ve dönüşümleri barındıran geçişlere maruz kalırız ki hayat yine, hareketlilik ve hareketsizlik, huzur ve huzursuzluk çemberinde beklenti ufuklarına açılır.
Çağdaş bir felsefi tarih bilinci oluşturmak için değişim, dönüşüm ve kriz fenomenlerine yönelerek geçişleri görüp göstermek, bu dizinin kendine has ve yegâne hedefini ifade eder. Bu hedefe ulaşmak için ise öncelikle özne-merkezci ve etno-merkezci karşılaşmalarla uğraşmayıp karşılaştırmacı bilimlerin batağına girmeden, sınır eşiklerindeki geçişlere, Hususi ve Yabancı'nın sınır-sız durumlarına, iç içeliklerine, doğa ile kültür arasındaki mihvere, vücuttan hareketle Ara-fenomenlerine, medialitelere, gelenek ile modernitedeki yabancılıklara, farklılıklara, fazlalıklara, mevcudiyetin izlerine, düzendışılıklara, anlam tecrübelerine, Doğu-Batı bakışlarının kesiştiği yerlere ve anlara, duyulur sözün görülür imajına, dile gelen "bin" söze rağmen "bir" resmin iktidarına ve şiddetine, kültür tekniklerine, yaşama dünyalarının sıfır noktalarına, dünyanın vücuduna köprü kuracaktır Metabole.
Bu konular, yaklaşım tarzları olarak en başta fenomenoloji ve (kısmen) hermeneutikten hareketle cultural turns ve disiplinlerarasılıkla birleşip çağ teşhislerine giden yolu açacaklardır. Dillerin eşiği olarak çeviri de Ara, değişim, dönüşüm ve geçiş metaforlarıyla komşuluğunda, kültürlerarası transfer ve transformasyonunun ocağı olarak gösterilebilir. Her görme, duyma, anlama, kavrama ve dokunmada geçişsizlikler olduğu gibi çevirinin küllerinden de çevrilemezlik doğduğundan, çevrilemezlikleri çevrilebilir kılma, sonsuz bir ileri hareketi cezbeder. Venedik ile İskenderiye'nin, Floransa ile Bağdat'ın, Toledo ile Şam'ın uzak-yakın bakışlarının kadim gölgesinde çeviri, Ren'in bir yakasından bir diğer yakasına kültürlerin ortak dili olduğu gibi, bu bağlamda Ren'in iki yakasını Marmara'ya ulaştırmaya adamıştır kendini. Nihayet felsefenin ters ve aksi dünyasının Hegelci sınırlarında, gündelik düşünmeyi tedirgin etmeye Schelling bağlamında atıfta bulunarak Heidegger felsefeyi, sağduyuya daimi saldırı olarak yorumlar ve Türkiye'nin militarist şartlarında felsefe, sağduyuya dönüşmüş kışla kültürüne daimi saldırı olarak değişip dönüşür, yeter ki burada dile gelecek olan söylemin, her ne olursa olsun eleştirel yaşanabilir bir gelecek uğruna, kaba şiddetin mesken tutmadığı, kendi içindeki yabancılıkları ve farklılıkları zenginlikten ziyade bizzat kendinde gören, kendine ve dünyaya olabildiğince şeffaf bir Türkiye'ye felsefi katkısı olsun...
Metabole
Dizi Editörü: Mesut Keskin
İLK ÜÇ KİTAP
FENOMENOLOJİYE GİRİŞ / BERNHARD WALDENFELS