- Kürt dilinde irfan: Ehmedê Xanî Külliyatı / Sadık Yalsızuçanlar
Kürt dilinde irfan: Ehmedê Xanî Külliyatı
Ortadoğu’nun en güzel aşk hikayelerinden biri Mem û Zin. Ehmedê Xanî’nin de en tanınan eseri. Kürtçenin en önemli kalemlerinden olan Xanî’nin külliyatı Türkçe yayınlandı.
Kürt dilinde, Kürtçeden Türkçeye yapılmış çevirilerde en önemli yayın adresi olan Avesta’dan nefis bir külliyat geldi: Ehmedê Xanî Kitaplığı.
Gerçi büyük Bilge’nin Divan’ı henüz yayımlanmadı ama üç değerli eseri okurla buluştu. Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım’ın yetkin çeviri, kavramsal yorum notları, indeksi ve dipnotlarıyla, Xanî’nin telifatı Kürtçe bilmeyen okura ulaştı. Öncelikle Kadri Yıldırım’a, bu titiz çalışmalarından ötürü teşekkür etmeliyiz.
Gerçekten de Kürt dilinin troykasından biri ve Kürtçenin tarihi açısından da en başta geleni olan Xanî’nin eserlerini bize ulaştırması başlı başına bir düşünce ve edebiyat hadisesidir. Yıldırım, belirttiğim gibi, ülkemizde ilk açılan Kürdoloji Enstitüsü’nün de yöneticisi. Gerçi, adının ‘Yaşayan Diller Enstitüsü’ olması, örtük olarak, ‘yok etmek istememize rağmen hala yaşayan diller...’i ima ediyor. Ve bu, siyasal iktidarın ‘açılım’ politikasının önemli bir boyutunu oluşturuyordu, maalesef YÖK nezdinde kısmen berheva edildi. Oysa, öteden beri dünyada Kürt dili, tarihi, edebiyatı, halkbilimi, etnografyası ve düşüncesiyle ilgili çalışmaları yürüten enstitülere, ‘Kürdoloji’ deniyor. Bunu bile başaramıyoruz ve birileri devreye girerek ne hikmetse işleri, kendi örtük ulusalcı reflekslerine kurban edebiliyor. Neyse, bu yazının konusu değil. Kadri Yıldırım hoca, 1959 Diyarbakır doğumlu. (Özellikle Silvan Kürtçesinin merkezi lehçe bölgesi olduğunu belirtmem gerekiyor) 1996 yılında Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında Yüksek Lisans, 1998 yılında da aynı üniversite ve aynı anabilim dalında doktora yapmış. 1999 yılında Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalında Yardımcı Doçent olarak göreve başlamış. Aynı anabilim dalında 2004 yılı mayıs döneminde doçent olmuş ve anılan fakültede Arapça ve Farsça derslerini okutmuş. 01. 03. 2010 tarihinde Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Rektör Yardımcısı olarak göreve başlamış ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü olarak atanmış. TRT-6 Kanalı’nda Kürt Dili ve Edebiyatıyla ilgili “Ziman û Wêje” (Dil ve Edebiyat) adıyla haftalık bir program yürütüyor. Yıldırım. Kürtçe, Arapça, Farsça ve İngilizce biliyor. Bu kısa yaşamöyküsü de önemli zira Xanî gibi Kürt ariflerinin eserlerini çevirmek, yorumlamak ve notlandırmak için mutlaka Farsça ve Arapça bilmek gerekiyor. Xanî, Melaye Ceziri ve Fakiye Teyran’la birlikte bir üçlü (troyka) oluşturuyor. Adını genel kamuoyunun bilemediği onlarca Kürt bilgesi var ve bunların Divanları, çeşitli eserleri bulunuyor. Yıldırım gibi hocaların azlığı dikkate alınacak olursa alanın nasıl bir çölleşmeye maruz kaldığı biraz daha fark edilecektir. Bizim medeniyet havzalarımızda, genel olarak İslam medeniyet dairesi içinde Türkçe, Arapça, Farsça ve Kürtçenin yanı sıra, Ermenice, Süryanice, Rumca gibi dillerin de kullanıldığını, edebiyat ve düşünce dili olarak, Müslüman olmayanların dillerinin de bu uygarlık dairesi içinde yer alan fikir ve edebiyat verimleri için bir iletişim ortamı olduğunu biliyoruz. Kürt dilinin yıllarca paslanmış olması, onun içinden akan dini ve edebi düşünce ırmağından, Kürtçe bilmeyenlerin yoksun kalmasına yol açmıştır. Kadri Yıldırım’ın, büyük Kürt bilgesi Ehmedê Xanî’nin Mem u Zin, Nubihare Biçukan ve Akideya İmane adlı eserlerini yetkin biçimde tercüme etmesi ve Avesta’nın aynı özenle bunları yayımlaması, zarfı ve mazrufuyla bu seçkin eserlerin bize ulaşması bu bakımdan ayrı bir değer kazanıyor. Öteden beri Nubihar, Doz ve benzeri bazı yayınevlerinin Kürt dilinde özgün veya çeviri eserler yayımladığını biliyoruz. Özellikle Nubihar, sınırlı mali kaynaklarla, büyük bir özveriyle, dini düşünce edebiyat alanındaki temel Kürtçe eserleri yayımlamayı sürdürüyor. Süleyman Çevik de tıpkı, Avesta’nın sahibi Abdullah Keskin gibi, bu alanın tutkunlarından ve çilekeşlerinden. Bu alana katkı veren herkesi candan kutluyorum. Pür düşünce ve edebiyata verilen emek gerçekten de övgüyü hak ediyor. Hele bu, belli bir bedel ödemeyi de gerektiriyorsa...
Avesta’nın yayımladığı Xanî Külliyatı, inşallah Divan’ın çevirisiyle birlikte tamamlanmış olacak. Hazır söz buraya gelmişken Kadri hocanın, Fakiye Teyran ve Melaye Ceziri ile, söz ettiği bilinen ve Divan’ı olan Şemseddin Ahlati hazretlerinin de eserini tercüme etmesini beklediğimi belirtmiş olayım.
Külliyat, söz ettiğim gibi, Xanî’nin ölümsüz eseri Mem u Zin’le başlıyor. Mem u Zin, ‘aşk imiş her ne var alemde/ilm bir kıl u kal imiş ancak’ sırrından konuşan, özgün bir eser. Aşk ile irfana ulaşılabileceğini savlayan bir eser. Kürt dilini yetkin biçimde kullanan Xanî, bu eseriyle, Leyla ile Mecnun, Hüsrev ile Şirin, Yusuf ile Züleyha vb. hikayelerin anlattığı sırrı, Mem i Alan’dan da esinlenerek ama gerçekten de özgün ve yetkin biçimde yüzyıllardır insanlığa fısıldıyor. Beko karakterine ilişkin ayrıntıların, Hazret’in nasıl bir vahdet fikrine ulaştığını tek başına bize gösterebiliyor. Xanî’nin, yaşadığı dönemde, Kürt dilinin özellikle eğitim dili olarak da yaygınlaşmasına hizmet ettiğini de biliyoruz. Dini düşünceye ve edebiyata yaptığı katkının yanı sıra bu işlevini de vurgulamamız gerekiyor. Bu bağlamda, Xanî, medrese öğrencilerine ders kitabı olarak Nubihara Biçukan adlı nefis bir manzum sözlük armağan ediyor. Arapça-Kürtçe-Arapça olan bu sözlük, Yıldırım’ın da belirttiği üzre, ‘1683 yılında manzum olarak hazırlanmıştır. Bir giriş ve “kıta” adı verilen 13 bölümden oluşup farklı nüshalara göre yaklaşık 220 beyit içermektedir. Giriş, birinci bölüm ve son bölüm “mesnevî”nin kafiye sistemi (aa-bb-cc-...) ile hazırlanırken; aradaki on bir bölümde “gazel”in kafiye sistemi (aa-ba-ca-...) uygulanmıştır. Xanî arûzun vezin sistemi olarak toplam 19 bahir türünden başta recez olmak üzere klasik Kürt şiirine uygun olan yedi tanesini (recez-hezec-remel-mudari’-besît-serî’-muteqarib) kullanmıştır. Giriş ve birinci bölümün beyitleri tamamen Kürtçe olup, karşılıklı kelimelerin sıralandığı asıl sözlük kısmı ikinci bölüm ile başlamaktadır. Sözlük bölümlerindeki kelime ve ifadeler Arapça-Kürtçe olarak sıralandıkları gibi Kürtçe-Arapça olarak da sıralanmıştır. Bu bakımdan eser Arapça-Kürtçe olduğu kadar Kürtçe-Arapça bir sözlük de sayılır. Karşılıklı kelime ve ifadeleri birbirine bağlamada kullanılan anlatım dili ise tamamen Kürtçedir. Böylece karşılıklı kelimelerin dışında önemli oranda Kürtçe kelime ve ekler ortaya çıkmıştır. Xanî’nin kendi ifadesiyle “ji bo biçûkê Kurmancan” (Kürt çocukları için) hazırladığı bu eseri önemli kılan faktörlerden bazıları şunlardır:
- Genel anlamda Kürt dilinde yazılmış ilk sözlüktür. Böylece Kürt sözlükçülüğü didaktik amaçlı manzum bir eserle başlamıştır.
- Bu sözlük Xanî döneminden başlamak üzere Kürt medreselerinde ders kitabı olarak okunup ezberlenmiş, böylece şairimizin en büyük ideali ve amacı olan “anadilde eğitim” onun bu eseri sayesinde kısmen de olsa gerçekleşmiştir...
Xanî’nin, Kadri Yıldırım’ca çevrilip Avesta’ca yayımlanan üçüncü eseri, Akideya İmane, İslamın inanç esaslarından Sünnî/Eş’arî ekolün görüşleri doğrultusunda özlü bir şekilde bahseden ve mesnevî tarzında yazılan 70 beyitlik manzum bir eser. Akaid/Kelâm ilmi kapsamına giren bu eserde bu ilmin metodolojisine göre inanç esasları şu üç kategori halinde işlenmiştir.
İlahiyat (İlahî meseleler): Allah’ın varlığı, birliği ve sıfatları; kader ve insan özgürlüğü, iman-amel ilişkisi; büyük günâh işleyenin öbür dünyadaki durumu; cüz-i layetecezza (atom); heyûla (evrenin ilk aslî unsuru) ve dünyanın sonradan yaratılmışlığı bu kategoriye giren bazı konulardır.
Nubuvvat (Peygamberlikle ilgili meseleler): Bütün peygamberlere inanmanın gereği; peygamberlerin masum oluşları ve görevlerinden azledilmemeleri; peygamberlikte cinsiyet faktörü (kadınların peygamber olup olmadıkları) ve benzeri konuları içermektedir.
Divan’ı beklediğimizi tekrar belirtmek isterim. Bu çabaların artarak, derinleşerek ve genişleyerek sürmesini diliyorum.
Sadık Yalsızuçanlar, Star Kitap Eki, 11.08.2011