- Bir Misyoner’in Anıları / Ahmet Soner
Bir Misyoner’in anıları
Son on yıldır muhalif yayıncılığı çok ciddi bir biçimde sürdüren yayınevi ise Avesta’dır. On yıl içinde 200’e yakın kitap yayımlayan Avesta, Abdullah Keskin’in yönetiminde titiz ve özenli kitaplar sunuyor okurlara. ‘İnsanlığın Beşiği-Kürdistan’da Yaşam’ adlı kitap da bunlardan biri.
Bir İngiliz rahibin gözlemleri yoluyla 20. yüzyılın başlarında yaşananları öğreniyoruz. 1902-1912 yılları arasında misyoner olarak bölgeyi karış karış dolaşan, fotoğraflar çeken, kiliselerin planlarını krokiler çizerek kağıda aktaran Wigram adlı rahip, Osmanlı İmaparatorluğu yönetimi altındaki bölge halklarını çok yakından tanıma fırsatını bulmuş, savaşlara şahit olmuştur.
Tekerlekli hiçbir aracın ulaşamadığı yerlere katırlarla ya da yürüyerek giden misyoner rahip, coğrafyanın güzelliğini öve öve bitirememiş. Bölgede yaşayan Süryani, Yezidi, Ermeni, Yahudi, Kürt, Türk, Arap ve İranlılar üzerine yapılan gözlemler birbirinden ilginç.
Misyoner rahip, Türklerin asla yönetici olamayacağını özellikle birkaç yerde belirtmiş. O yıllarda bölgede vali olarak görev yapanların hepsinin Arnavut olduğunu yazıyor Wigram.
1904-1910 yılları arasında Van’da yaşayan Wigram, Ermenileri de çok yakından tanımış. Gözlemleri şöyle: ‘O sıralarda Ermeniler arasında reform yanlıları ile devrimciler genel olarak ‘Fedailer’ adıyla biliniyorlardı.
Fedailer kendi aralarında görüş ve yöntemlerinde az çok ılımlı olan ‘Ermeni’ ile şiddeti açıkça savunan Taşnak Derneği olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Taşnak örgütünün izlediği çalışma sistemi basitçe şöyleydi: Türkleri çileden çıkartan eylemler yapmak suretiyle açık bir katliamı kışkırtmak. Böylelikle eğer katliam yeterince korkunç olursa, Avrupa’nın buna kısmen müdahale edeceğini umuyorlardı. Böylesine korkunç bir eylem çizgisini takip etmeyi mazeret olarak sunulabilecek belki de iki şey vardı.
Birincisi, Taşnaklar kendi talihsiz yurttaşlarını bilerek sürükledikleri bu tehlikelere kendilerini de doğrudan doğruya sürüklemeleri. İkincisi ise başarının Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan’da benzer yöntemlerin izlenmesiyle geldiğini görmüş olmaları. Örgütlerin karargahı Rus İmparatorluğu’nda her türlü başıboşluğun ve yolsuzluğun yuvası haline gelen Kafkas Dağları’ndaydı, ama Türkiye’de yerel liderleri vardı. Van en önemli merkezlerden biriydi.
Amaçları bağımsız ya da üzeri bir Ermenistan yaratmaktı. Faaliyet yürütme tarzları düşmanları olan ‘Jön Türk’ teşkilatıyla paraleldi.’
Rahip Wigram, o yıllarda Van’da yaşananları bir film izler gibi izlemiş ve kitabına aktarmış. Kitabın bence tek kusuru, benzetmelerin hep İskoçya ile ilgili olması...
Kürdistan’ı İngiliz okura anlatabilmek için bütün örnekleri İskoçya’dan seçmiş.
Çok ilginç bir kitap ‘İnsanlığın Beşiği...’
Ahmet Soner, Özgür Gündem Gazetesi, 10.9.2005